By Samir Travel

KAPADOKYA

KAPADOKYA
Anadolu’nun  orta  kesiminde,  Toros  Dağlarının  kuzeyinde  ve  Kızılırmak  yayı içindeki engebeli platoda yer alan antik bölgeye verilen isimdir.   
Bugünkü Çorum, Yozgat, Sivas, Malatya, Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray illeriyle Amasya, Tokat, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana ve Konya illerinin bir bölümünü içine almaktadır.
Kapadokya, (Pers dilinde Katpatuk; “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır. 
İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hrıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi putperestlerin zulmünden kaçan Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir. 
Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir. 
Kapadokya bölgesiyle ilgili ilk bilgiler Kültepe’de ele geçen çivi yazılı tabletlerden elde edilmiştir. Edinilen bilgilere göre Kapadokya bölgesinin en eski sakinleri Hattiler ve Luvilerdi. M.Ö. 3. bin yıl sonuyla 2. bin yıl başlarında bölgeye gelen Asurlular başta Kaneş (Kültepe) olmak üzere pekçok ticaret kolonileri kurmuşlardı. M.Ö. 2. bin yılın başlarından itibaren Anadolu’ya gelen Hititler Kapadokya’yı da içine alan bir bölgeye yerleştiler. Daha sonra kurdukları devletin ve onu takib eden imparatorluğun en önemli merkezleri bu bölgede yer aldı. M.Ö. birinci bin yılın başlarında Hititlerin Anadolu’da zayıflayarak Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya’nın kuzeyine çekilmeleri üzerine Kapadokya önce Frigyalıların daha sonra da Perslerin eline geçti. Persler Anadolu’ya Zerdüşt dinini ve ateşe tapma inanışını getirdiler. Bu inanış için bir sembol teşkil eden Argaios (Erciyes) Dağı civarı ateşperestliğin en çok yayıldığı yöre oldu. 
M.Ö. 4. yüzyılın sonlarına kadar bölge Perslere bağlı Satraplarca idare edildi. İskender Anadolu’dan geçerken Kapadokya’da durmadıysa da ona karşı bağımsızlığını ilan eden I. Ariarathes’in üzerine komutanlarından Perdikkes’i gönderdi. Daha sonra Selevkoslara bağlı mahalli krallarca idare edilen Kapadokya, Selevkos Kralı III. Antiokhos’un Magnesia (Manisa) yakınlarında Romalılara yenilmesinden sonra, Romalıların hakimiyeti altına girdi. M.Ö. birinci yüzyıl boyunca çeşitli Pontus ve Ermeni saldırılarına rağmen Roma’ya bağlılığını sürdüren Kapadokya, M.S. 17’de Roma İmparatoru Tiberius tarafından ilhak edildi. Daha sonra Hıristiyanlık döneminde önemli merkezlerden biri haline gelen Kapadokya İslamiyetin doğuşundan sonra 7. yüzyıldan itibaren İslam ordularının akınlarına uğradı. 647’de hazret-i Muaviye tarafından Kayseri fethedildi. 709’da en önemli sınır kalelerinden olan Tyana İslam hakimiyetine girdi. 1072 de Selçukluların idaresine giren Kapadokya Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. 
Bugün antik ve turistik bir bölge olma vasfını koruyan Kapadokya’da düşman hücumlarından korunmak için yer altına oyulmuş birbirine dehlizler veya kuyularla bağlı katlardan meydana gelen Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak, Göztezin, Konaklı yer altı şehirleri vardır. Hayat için her türlü imkanın bulunduğu yeraltı şehirlerinde, dışarıyla bağlantılı olan koridorlar, bir yatak üzerinde dönen değirmentaşı biçimindeki büyük taşlarla kapatılıyordu. Kapadokya bölgesinde Bizans döneminden kalma tüf (yumuşak) kayalara oyulmuş kiliseler, capellalar, manastırlar ve keşiş hücreleri vardır. Ihlara Vadisi, Zelve, Çavuşin, Ürgüp, Göreme, Avanos, Belisırma Vadisi, Avcılar, Uçhisar, Ortahisar ve Soğanlı Vadisinde yüzün üzerinde kilise ve capella bulunmaktadır. Özellikle Ihlara Vadisi, yapılarının çokluğu ve duvar resimlerinin çeşitliliğiyle dikkati çekmektedir.
Kayalara oyulmuş bu yapıların yanısıra bağımsız yapılar da vardır. Erciyes dağının yamaçlarında kesme taştan yapılmış mahalli özellikler gösteren binalar bulunur. Niğde’nin Aktaş köyündeki Andaval Bazilikası 6. yüzyılın klasik üslubunda, bazilika planında üç sahanlı bir yapıdır. Kayseri’nin Tomarza ilçesindeki Meryem kilisesi mahalli özelikler gösteren mimarisi, kesme taştan cephesindeki işçiliğiyle dikkati çeker. Kırşehir’in kuzeyindeki Üçayak kilisesiyse tamamen tuğlayla yapılmıştır.

KAPADOKYA GEZİLECEK YERLER
Kapadokya çok geniş bir coğrafya ya sahiptir, Birkaç günde hepsini gezmeniz imkânsızdır. Kapadokya, her fırsatını bulduğunuzda 4 mevsim gezilip görülesi gereken bir yerdir.

1 – GÖREME
Güllüdere Vadisi; Çavuşin ve Göreme arasında yer alan Güllüdere Vadisi, pek çok kilise, manastır ve yaşam alanı kalıntılarının bulunduğu bir bölge. Peribacası oluşumlarının en iyi izlenebileceği trekking parkuru olarak rağbet gören Güllüdere, yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda ve yalnızca yürüyerek kat edilebilen bir alan. Üç Haçlı Kilise ile Ayvalı Kilise görülmeli.
Güvercinlik Vadisi; Güvercinliklerin yoğun olarak bulunduğu Kapadokya’da, Uçhisar’dan Göreme’ye uzanan 4100 metrelik bir trekking vadisi olan Güvercinlik Vadisi, adını vadilerde oyulmuş güvercinlik adı verilen yuvalarda beslenen güvercinlerden alıyor. Güvercinleri izlemek, manzaranın keyfini çıkarmak için hoş bir yer.
Zemi Vadisi; Ürgüp-Nevşehir Yolu üzerinde yer alan ve Uçhisar’ın doğusunda kuzey-güney doğrultusunda uzanan Zemi Vadisi, Göreme-Açık Hava Müze arasında bulunuyor. Vadi başlangıcı ile Göreme arasındaki 5600 metrelik vadi, doğa yürüyüşüne elverişli, önemli parkurlardan biri. Sarnıç Kilisesi, Saklı Kilise, Görkündere Kilisesi ve El Nazar Kilisesi de vadi içinde gezilmesi gereken yerler.
Aşk Vadisi; Bağlıdere Vadisi olarak da bilinen, Göreme-Uçhisar yolu üzerindeki Örencik’ten başlayıp, Göreme-Avanos yolu üzerinde biten 4900 metre uzunluğunda bir yer. Balon turlarının hava koşullarına göre muhakkak uğradığı vadi, Kapadokya gezilecek yerler arasında yürüyüş için de oldukça uygun.
Sunset Point; Göreme gün batımını izlemek için Kapadokya’nın en özel bölgelerinden biri. Kapadokya, günbatımı saatlerinde kızıl bir görüntü alıyor. Günü güzel bir manzara ile bitirmek için buraya gidin.

2 – UÇHİSAR
Kapadokya’nın en yüksek noktası olan Uçhisar, şehir merkezine 5 km mesafede yer alıyor. Tüm Kapadokya bölgesinin en güzel panoramik seyrinin yapıldığı tepe üzerine kurulu olan kasaba, Kapadokya’nın kapısı olarak da biliniyor. Uçhisar, günümüzde Kapadokya bölgesinin yüksek gelirli ziyaretçilerinin tercih ettiği konaklama merkezi. Tarihi sokaklar arasında dolaşın, kalesine çıkın, hediyelik eşya dükkanlarına uğrayın.
Kapadokya bölgesindeki görülecek tüm yerlerin panoramik seyrine olanak veren konumuyla Uçhisar Kalesi’nin zirvesinden Kızılçukur, Ortahisar, Ürgüp, İbrahimpaşa, Mustafapaşa ve Göremede Vadileri ile Göreme, Avanos, Çavuşin,Nevşehir, Çat ve Erciyes’e kadar büyük bir coğrafya izlenebiliyor. Gün batımının izlenebileceği en güzel yerlerden diğer biri burasıdır.

3 – AVANOS
Paşabağ ; Göreme-Avanos yolu üzerinde Zelve’ye çok yakın olan ve Paşabağ Rahipler Vadisiolarak bilinen Paşabağ bana göre Kapadokya gezilecek yerler en önemli yerlerin başında. Şapkalı peri bacası oluşumlarının ilginç örneklerinin görülebileceği bir vadi. Adından da anlaşılacağı gibi keşişlerin inziva yeri olarak kullandıkları bir bölge olan vadi ve çevresi, hediyelik eşya satan dükkânlarla çevrili.
Devrent Vadisi ; Hayal Vadisi veya Perili Vadi olarak da bilinen Devrent Vadisi, Avanos’ta yer alıyor. U şeklinde bir yapısı olan vadinin bir ucu Dervent iken diğer ucu da Kızılçukur’a çıkıyor. Ortada kalan bölüm ise Zelve ve Paşabağı olarak adlandırılıyor. Göreme’ye yalnızca 10 dakika mesafede yer alan vadideki peribacaları birçok hayvan ve insan şekline benzetilebilecek siluetler oluşturuyor. Meşhur deve figürünün belirdiği peribacasıyla da ünlü Kapadokya’nın bu görülmesi gereken bölgesinde, uzaktan elleri açık rahibeye benzeyen Meryemana peribacasını da görün.
Çavuşin Köyü ; Göreme-Avanos yolu üzerinde, Göreme’ye 2 km uzaklıkta yer alan Çavuşin Köyü, Kapadokya bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri. Hristiyan dervişlerinin ve topluluklarının yaşadığı bir bölge olan köyün en eski yapısı 5’inci yüzyıl tarihli Vaftizci Yahya Kilisesi. 12 kilisenin yer aldığı Kızılçukur ve Güllüdere Vadileri Avanos’a bağlı olan Çavuşin sınırından başlıyor. Güllüdere’nin yakınındaki Haçlı Kilise aynı zamanda Müslüman Arapların akınlarına karşı savunma amaçlı olarak da kullanılmış. 
Güray Museum ; Dünyanın ilk ve tek yeraltı seramik müzesi olan Güray Museum, bölgenin binlerce yıllık zengin kültürel birikimini, dünyanın birçok yerinden gelen ziyaretçilere tanıtıyor. Geleneksel çömlekçilik ve seramik sanatının tarihi süreçteki gelişimini sergileyen müzeye gelen turistler seramik ve çömlek imalatının bütün aşamalarını görüp dilediklerinde kendileri de çömlek yapımını deneyimliyorlar. Kapadokya’nın en büyük imalat ve satış atölyesi olan yapı da bölge mimarisine uygun, iki katlı kaya oyma yeraltı şehri tarzında.

4 – ÜRGÜP
Temenni Tepesi ; 1288’de Vecihi Paşa tarafından Kılıçaslan için yaptırılmış olan anıt mezarın bulunduğu Temenni Tepesinde Osmanlı döneminden kalma iki önemli mezar var. Tepenin ortasında bulunan kümbet ise daha önceleri Ürgüp Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Tepeden Ürgüp’ün tamamın ve Erciyes’i görebiliyorsunuz. 
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi; Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve mimari özelliklerini yansıtan ve Türkiye ile dünyadan toplanmış 200’den fazla bebeğin sergilendiği müzede, tematik bölümlere ayrılmış el yapımı bebekler, kostümleri ve yapılan özgün düzenlemeleriyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor.
Üç Güzeller ; Kapadokya’nın simgesi olan ve iki büyük, bir küçük peribacasından oluşuyor. Kapadokya turları programlarının olmazsa olmazı. Sadece Kapadokya’nın değil dünyanın en ünlü peri bacaları bunlar. Kapadokya’da en çok fotoğrafı çekilen peribacaları yine Üç Güzeller. 
Sobesos Ancient City; Ürgüp’e bağlı Şahinefendi Köyü’nün güneyinde yer alan Sobesos Antik Kenti, Örencik olarak adlandırılan bölgede bulunuyor. 4. yüzyılın ortalarına ve 5. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen yapılar Sivastika, Meander ve Haç motifleriyle dikkat çekici.

5 - ORTAHİSAR
 Daha çok Türkiye’nin soğuk hava deposu olarak bilinen, Kapadokya’nın bozulmamış yöresel köy yaşamını sürdüren Ortahisar, köy merkezindeki yer alan tüf kaya ve çevresine oyulmuş kaya evlerden oluşuyor. Hristiyanların bölgeden ayrılmadan önce manastır yaşamına ait örnekler bıraktığı Ortahisar’da, Tavşanlı, Harim, Sarıca, Cambazlı, Balkan Deresi Kiliseleri ile Hallaç Dere Manastırını görmeden ayrılmayın. Kapadokya yaşantısını yansıtan bölgenin ilk ve tek Etnografya Müzesi’nin de bulunduğu köy, Ürgüp-Nevşehir yoluna 1 km mesafede yer alıyor.
Ortahisar Kalesi; Bizans döneminde yapıldığı düşünülen kale, Göreme ile Ürgüp arasında yer alıyor. Hem barınma hem de stratejik amaçla yapılmış olan kale içerisinde birbiriyle bağlantı koridor, oda ve tüneller bulunuyor. Tırmanılarak zirvesine ulaşılabilen Ortahisar Kalesi’nin tepesi ilginç bir seyir alanı ve resim çekme noktası.

6 - ZELVE
Avanos’a 5, Paşabağı’na 1 kilometre uzaklıkta yer alan Zelve, Kapadokya gezilecek yerlerin en önemlilerinden. Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuş, üç vadiden oluşan, sivri uçlu ve geniş gövdeli peribacalarının en yoğun olduğu bölge. Özellikle 9’uncu ve 13’üncü yüzyılda Hristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olan Zelve, aynı zamanda eğitim verilen manastırların da bulunduğu bir yöre. Vadideki en önemli yapılar ikonoklastik dönem öncesinde yapılmış olan Balıklı, Üzümlü ve Geyikli Kiliseleri.

7 – MUSTAFAPAŞA
Ürgüp İlçesine bağlı, Mustafapaşa Kasabası barındırdığı 30’a yakın kilise ve şapelle, 1924 yılında yapılan nüfus değişimine kadar Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bir bölge olmuş. Mustafapaşa’da yerleşen Hristiyanlar, yöreye özgü kesme taş işçiliği ile pek çok ibadethane ve konak bırakarak buradan ayrılmışlar. Antik dönemlerde ismi Sinasos olan Mustafapaşa’da Aziz George, Aziz Vasilios, Aziz Stefanos Kiliseleri, Konstantin ve Helena Kilisesi ile Aziz Basil Şapeli öne çıkıyor.
Gömeda Vadisi; Ürgüp-Mustafapaşa yolunda Üzengi Vadisi yakınlarında yer alan yer, Mustafapaşa Kasabasının batısında kalıyor. Kapadokya’nın diğer vadilerine göre daha az bilinen ve peribacası oluşumunun nispeten daha az olduğu fakat bitki örtüsü bakımından daha zengin olan vadi, jeomorfolojik açıdan Ihlara Vadisine benzeyen floraya sahip. Yamaçlarında kilise, manastır ve güvercinliklerden oluşan alanda kayalara oyulmuş Aziz Basil Kilisesi, Aziz Nicola Manastırı ile vadideki diğer kiliseler gezilebiliyor.

8 - İBRAHİMPAŞA
Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın doğum yeri olan Muşkara, bizatihi kendi yaptığı imar planı ile bugünkü Nevşehir’in temellerini atan Osmanlı paşası. Köprüler, hanlar, hamamlar, medreseler ve camiler inşa edilen köydeki en önemli yapı ise Damat İbrahim Paşa Külliyesi. İbrahim Paşa tarafından 1726-1727 yılları arasında Nevşehir’de yaptırılan Damat İbrahim Paşa Külliyesi, cami, medrese, kitaplık, sıbyan mektebi, imaret ve hamamdan oluşan bir yapı topluluğu. Kurşunlu Cami ise yüksek ve kalın bir duvar ile çevrili bir avlu içinde yer alan ve İbrahim Paşa Camisi adı ile bilinen bir yapı. Günümüzde de kullanılan batı kapısı iç içe iki kemerli olan cami ve külliye, lale devri mimari özelliklerine sahip.

9 – IHLARA VADİSİ
Eski ismi Peristremma olan Ihlara Vadisi’nde ilk yerleşimin 4. yüzyılda başladığı biliniyor. Melendiz Çayı’nın 14 kilometre uzunluğunda ve 100-200 metre derinlikte bir kanyon oluşturarak yörenin kendine has jeolojik özelliği sayesinde, kayalara oyulmuş freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak günümüze ulaşmış. Kapadokya denince akla ilk gelen yerlerden biri olan vadi, Aksaray‘ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabasında ve Hasan Dağı’nın kuzeydoğusunda kalıyor. Aksaray’a 40, Güzelyurt’a ise 7 kilometre mesafedeki bu doğa harikası, Kapadokya’nın ziyaretçilerine en özel armağanı.

10 - YERALTIŞEHİRLERİ
Kapadokya’da en büyükleri olan, Kaymaklı ve Derinkuyu haricinde kayalara oyularak yapılmış Mazı, Gaziemir, Özkonak, Özlüce, Tatlarin gibi yeraltı şehri bulunuyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Nevşehir’e 20 km mesafedeki Kaymaklı Kasabası’nda yer alan 8 katlı, 5000 kişi kapasiteli, yerin 20 metre altı olan 4 katının ziyarete açık olduğu bir şehir. MÖ. 3000 yılına kadar giden tarihiyle Hititlerin inşa ettiği bilinen kent, Roma ve Bizans dönemlerinde oyma işlemi devam ettirilerek genişletilmiş. Bu tüf kayalara oyulmuş devasa yeraltı kentinde koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları yer alıyor.
Derinkuyu Yer Altı Şehri
Tarihi hakkında çok kesin bir bilgi bulunmasa da, M.Ö. 3000 yıllarında Proto Hitit dönemlerinde yerleşilen Kapadokya yeraltı şehirlerinin Bizans döneminde yoğun olarak kullanıldığı düşünülüyor. Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin ziyarete açık olmayan alanlarından birinde bulunan ve Roma dönemine tarihlenen mermer kartal heykeli de bu düşünceyi doğrular nitelikte. Bölgeye Türklerin gelişi ise 1071 Malazgirt Savaşı sonrasına dayanıyor.
Asur Kolonilerinin de izlerini taşıyan Derinkuyu Yeraltı Şehri’nde II. yüzyılda Roma zulmünden kaçıp Mezopotamya üzerinden Kayseri’ye, oradan da Kapadokya’ya gelen ilk Hristiyanların yaşadığı biliniyor. Girişleri kolay bulunmayan bulunsa da kolay girilmeyen bu gizli dünya, ilk Hristiyanları Romalı askerlerden ve Arap akıncılardan korurken, gizemli mimarisi zamane gezginlerine de ‘acaba uzaylılar mı yaptı’ diye düşündürmüyor değil !
1830’lara kadar Kapadokya Derinkuyu bölgesinde yer üstünde bile yerleşim yokmuş. Bir tesadüf eseri 1963 yılında bulunan ve 1967 yılında ziyarete açılan Derinkuyu Yeraltı Şehri adını 60-70 metre derinindeki 52 içme suyu kuyusundan almış. O tarihten bu yana toplamda 4 kilometrekarelik alanın sadece 2,5 kilometrekarelik 8 katı temizlenip ziyarete açılmış. Ziyarete açılan 8 katın derinliği 50 metreyken, tüm katlarının temizlenmesi halinde derinliğin 85 metreyi bulacağı ve kat sayısının 12-13’e ulaşacağı tahmin ediliyor. İşte mimaride uzaylıları zan altında bırakan da, yaklaşık 50 bin insanın bu derinliklerde hiç dışarı çıkmadan uzun süre nasıl yaşayabildiği !
Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin ziyarete açık 8 katını gezmeye başlamadan önce 50 metre derine bazen dar tünellerden geçilerek inilebildiğini hatırlatmak isteriz. Eğer klostrofobiniz varsa zorlanabilirsiniz ama unutmayın dünyanın en gizemli yeraltı şehirlerinden birini gezeceksiniz ve çıktığınızda ‘değdi’ diyeceksiniz.

NE ALINIR
Kapadokya hediyelik eşya ve hatıralık açısından sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. El emeği göz nuru ürünler sevdikleriniz için dört dörtlük bir hediye olacak.
Kapadokya’da alışveriş yaparken seramik, çanak, halı, antikalar, altın ve gümüşler ilginizi çekecek.
Özellikle turistlerin çok yoğun olarak ilgi gösterdikleri bu hediyelikler, oldukça orijinal olup, tamamına yakını el yapımıdır. Bunlar arasında değerli bir taş da göze çarpmaktadır: Onyx taşı.
Kapadokya bebekleri - Minyatür peribacaları - Kabak çekirdeği  - Çörek otlu yağlı peynirler - Çökelek – Yoğurt – Buğday -  kayısı, badem ve İğde  - Çiçek balları - Taş oyma kapı süsleri - İbrikli leğen seti - Güvercin sulukları - Antika silahlar – Biblolar - Cam abajurlar - Denizci fenerleri - Beyaz şarap - Akik lapis - Kehribar taşlarıyla süslü gümüş takılar – Tesbihler - Deve çanları - Taş baskı kalıplar – Havlu gibi birçok şey alabilirsiniz.

NE YENİLİR
Kapadokya ya gelip Saç Tava  - Testi Kebabı  -  Kiremetti Çoban Kavurma  -  Çömlek Fasülyesi - Kabak Çiçeği Dolması ve  Soğan Dolması nın tadına bakmadan dönmeyin.

AKTİVİTELER
Kapadokya‘da yapılacak aktiviteler öylesine çoktur ki ! Ama sanırım en güzel aktivitelerin başında, Balon Turları, Vadileri keşfedeceğiniz At ve Atv turları , Çömlek yapımını ve Kapadokya Türk Gecesi olmazsa olmazlarımız.

0 282 654 19 95

Destek ve Rezevasyon Hattı

0 541 324 54 00

Whatsapp Hattımız