Adana, Türkiye'nin güneyinde, Akdeniz Bölgesi'sinde yer alan ilimizdir. İl merkezinin adı da Adana olup; Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam ve Karaisalı metropol ilçelerinin birleşimiyle oluşur. Adana Toros Dağları’nın güneyinde yer alan Çukurova'da Seyhan nehri üzerinde kurulmuştur. Akdeniz'e yaklaşık 160 km'lik kıyısı bulunan Adana Avrupa'yı, Asya'ya bağlayan önemli ulaşım yolları üzerindedir. Orta doğu ile kara ve demiryolu bağlantısı Adana üzerinden yapılır. Bu bağlantı Toroslar' da Gülek Boğazı’ndan sağlanır. İl yüzölçümünün % 49 dağlık, % 23 yaylalar ve % 27 ova ve düzlük alandır. Güneyden kuzeye gidildikçe Toroslar' a varınca yükseklik 2500 m. aşar. Toroslar' ın etekleri Akdeniz'e doğru ova biçimini alır. İç Anadolu' dan doğan Seyhan ve Ceyhan Nehirleri Akdeniz’ e akar. Toros Dağları'nın zirvesinde yedi göller vardır. Seyhan nehri üzerinde Seyhan ve Çatalan Baraj gölleri, Ceyhan Nehri üzerinde Aslantaş Baraj gölü ile, Karataş'ta Akyatan ve Agyatan kuş cenneti gölleri vardır. 

Türkiye Diyanet Vakfı ile Sabancı Vakfı’nın ortak çalışması ile inşa edilen Sabancı Merkez Cami, bölgenin en fazla ziyaret edilen noktalarından biridir. Mülk hakkı Adana Diyanet İşleri Vakfı’da olan caminin yapımı 1998 yılında başlamış olup tam 10 yıl süren çalışmalar sonucu hizmete açılabilmiştir. Adana’nın sembolik yapısı haline dönüşen bu cami toplamda 6 minarelidir ve her yerden görülebilecek  yüksekliğe sahiptir. İçerisinde toplamda dört ders odası, on itikaf odası, sohbet odaları ve imam ile müezzin odaları mevcuttur. 28 bin 500 kişiye ibadet edebilme imkanını sağlayan cami, Balkanlar ve Orta Doğu’nun en büyük camisi olma özelliğini taşımaktadır.

Adana Seyhan Nehri üzerinde ve şehri ikiye ayıran eski adıyla Justinianus Köprüsü olarak bilinen Taş Köprü’nün 4. yüzyılda Mimar Auxentios tarafından yapıldığına dair resmi belgelerin yer aldığı bilgiler Adana Müzesi’ndeki kitabe yer almaktadır. Yapıldığı ilk günden itibaren sağlamlığını koruyan köprü, 319 metre uzunluğunda ve 13 metre yüksekliğindedir. 2000’li yılların ardından araç trafiğine kapanan köprünün dünyada kullanılan en eski köprü olduğu bilinmektedir.

Kesme taşlardan yapılan Saat Kulesi, 32 metre uzunluğunda olup 1881 senesinde Ziya Paşa’nın valilik görevine olduğu dönemlerde başlanmış ve bir sonraki yıl Abidin Paşa’nın görev aldığı dönemde tamamlanmıştır. İlk yapıldığı dönemde her saat başında her yerden duyulacak şekilde ses çıkartarak, halkı saat konusunda bilgilendirmek amacını taşımaktaymış. Oldukça sağlam temelleri üzerine inşa edilen kule, 1998 yılında yaşanan Adana depreminde onca yıkıma rağmen sapasağlam kalmayı başarabilmiş.

Çukurova’ya giriş kapısı olarak da kabul gören Adana ; festivalleri ve kültürel etkinlikleri ile de ziyaretçilerine farklı deneyimler yaşatıyor. 3000 yıllık bir geçmişe sahip olan Adana, Türkiye’nin gastronomi başkentlerinden biri olduğu kadar aynı zamanda da tam bir sanat şehri. Altın Koza Film Festivali başta olmak üzere sinema, tiyatro ve diğer sanat dallarının ön planda olduğu etkinliklerin düzenlendiği Adana’da Sinema Müzesi’nin olmasına da şaşmamak gerek.

Adana’nın önde gelen aileleri arasından Ramazanoğulları sülalesinden Suphi Paşa’ya ait olan konak, Osmanlı mimarisine sahip şekilde inşa edilmiştir. beş kez Adana’ya gelen Mustafa Kemal Atatürk, bu gelişlerinin ikisinde burada konaklamıştır.

Atatürk’ün 100. doğum günü şerefine Bakanlık tarafından “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiş ve 1981 senesinde müzeye çevrilmiştir. İçerisinde ise, Atatürk’ün seyahatine ait fotoğraflar, belgeler ve bölgeye ait etnografik eserler ile kurtuluş savaşı dönemine ait eşyalar sergilenmektedir.

1959 yılından itibaren hizmet veren Misis Mozaik Müzesi, Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Misis’de bulunmaktadır. Müzede; Misis Kenti’nden kalma 4. yy sonlarındaki tapınağın zemin mozaikleri sergilenmektedir. Yapılan araştırmaların ışığında müzedeki moziklerin Genç Roma Dönemi’ne ait olduğu öğrenilmiştir. 1956 senesinde köyde Alman arkeoloji heyetinden Prof. Dr. H. Theodore Bossert ile Dr. Ludwig Budde tarafından yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılmıştır. Buradan elde edilen eserleri korumak amacıyla müze açılmasına karar verilmiştir. Bu mozaikler üzerinde; Nuh’un tufan esnasında gemisine aldığı hayvan motifleri işlenmiştir.

Anadolu’nun tipik kapalı çarşılarına benzeyen ve hediyelik eşya alışverişi der demez akla ilk gelen yerlerden olan Tarihi Kazancılar Çarşısı’ndan sevdikleriniz için bir şeyler alabileceğiniz gibi Adana mutfağına özgü yöresel lezzetleri de tadabilirsiniz. Adana’nın simgesi Büyük Saat Kulesi’ne yürüme mesafesinde bulunan Tarihi Kazancılar Çarşısı, yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip olmakla birlikte aynı zamanda Adana’nın yöresel el işi ve zanaat ustalarının atölyelerine de ev sahipliği yapıyor. Ağaç oymacılığından bakır kalaylamaya, kebap restoranlarından konsept kafelere kadar her zevke hitap etmeyi başaran Tarihi Kazancılar Çarşısı için en az bir gününüzü geçirebilirsiniz

Türkiye’nin en büyük parkı ünvanına sahip Merkez Park, Adana Büyükşehir Belediye’si tarafından 2004 yapılmış olup Seyhan Nehri’nin her iki yakasında konumlanmaktadır. Önceden burada şehir otogarı ve narenciye bahçeleri ve boş araziler ter alıyormuş. Zaman içerisinde buradan taşınan otogar ve çevresine yapılar inşa edilmiştir. 330 bin metrekarelik alana sahip parkta 40 çeşit ağaç ve 67 bitki olmak üzere toplamda 400 binden fazla bitkiyi barındırmaktadır. İçerisinde; çocuk oyun alanları, paten pistleri, 300 kişi kapasiteli amfi tiyatro, koşu, bisiklet yolları ve dinlenme terasları yer almaktadır. Engelliler dahil olmak üzere çocuk oyun alanlarında, hem bedensel hem de zihinsel oyun çeşitlerini bulabilirsiniz. Paten pistinde; mini amfi ve yer satrancı ile birlikte 10 farklı türde fiziki ekipman yer alır. Şehrin ortasına insan gücüyle kurulmuş bir etkinlik alanı olarak Adana’nın ünlü gezi noktaları arasında yer alır.

Çoban Dede ile ilgili anlatılan rivayetlerden biri de;  toprak temin etmek maksadıyla Çoban Dede’nin mezarının bulunduğu noktaya iş makinaları gider. Tepeye vurulan kepçeler kırılıyor, makinalar bir türlü çalışmıyor.  Belirli bir sür sonra mezar bulunur ve türbeye dönüştürülür. Çukurova ilçesinde bulunan park, Seyhan Nehri’nin hemen kenarındaki yüksek tepede yer alan bu park, hem türbe ziyareti hem de bu güzel manzaranın tadını çıkartabileceğiniz bir yer. Özellikle şehir dışından gelen misafirler tarafından sıkla ziyaret edilen park, gece gündüz gelen ziyaretçilere hizmet vermektedir.

Yeryüzünde yaşamış olan 62 metre büyüklüğündeki en büyük iki dinozor ve farklı boyutlarda 54 tane dinozor maketleri 33 metrekarelik alana yerleştirilmiştir. Maketler; ses ve hareket duyarlı olup üzerine çocukların binebileceği şekilde tasarlanmıştır. Bunun yanı sıra iki tane masal ağacı da yer almaktadır.

Atatürk Parkı, Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı olarak işletilmekte olup, içerisinde farklı ağaç türlerinin yetişmektedir. 1500’ü aşan bitki türü sayısıyla bir nevi ağaç müzesi olduğu söylenebilir. 1818’de yapılmış Kirazlıbent ve 1916’da Neşet Hoca tarafından yaptırılmıştır ancak Türkiye’nin ilk fidanlığı da burada yer almaktadır.

Çoban Dede Türbesinin ve Parkın bulunduğu alanın bir kısmı 2015 yılında kuş cenneti ve mini hayvanat bahçesine dönüştürüldü. Hayvanat bahçesinde memeliler, su kuşları, yırtıcı kuşlar, süs tavukları gibi hayvanlar yer almaktadır. Küçük bir göletin etrafında yer alan hayvanların dışında hayvanların için veterinerler ve poliklinikte bulunmaktadır. Doğal yaşamda bir şekilde yaralanmış ve hasta olmuş hayvanlar burada iyileştirilerek rehabilite edilmekte ve gelen misafirlerle tanıştırılmaktadır.

29 hektarlık büyüklüğe sahip park, 1952 senesinde orman teşkilatı tarafından ağaçlandırılarak Kumluk I ve Kumluk II mesire yeri olarak Mülga Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. 2012 senesinde ise Kumluk I ve Kumluk II Mesire Yerleri,  Kumluk Tabiat Parkı olarak adlandırılmıştır. Adana’ya 45 kilometre uzaklıkta yer alan park, karavan ve çadır kampı yapmayı sevenler için oldukça uygun ve elverişlidir. Arkadaşlarınız ve ailenizle birlikte rahatlıkla zaman geçirebileceğiniz bir ortam. Halk tarafından genellikle piknik yapmak amaçlı kullanılan parkta bunun yanı sıra; yüzebilir, fotoğraf çekebilir, balık tutabilir ve uzun doğa yürüyüşlerini gerçekleştirebilirsiniz. Parkın içinde; çocuklar için oyun alanları, lokantalar, otopark, lavabo, duş alanları ve soyunma kabinleri gibi ihtiyaçlarınıza uygun yerler mevcuttur.

Küp Şelaleleri, çevresinde yeşeren bitki türleri ve kuş seslerinin cıvıltısıyla yarattığı atmosfer, yansıttığı huzuruyla ziyaretlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. İçerisindeki spor alanlarında spor yapma ve şelalenin oluşturduğu göletlerde yüzme imkanı sağlayabilirsiniz.  Yaz aylarının kaçış noktası haline gelen şelaleler serinletmesiyle beraber, hem piknik hemde kamp yapabileceğiniz bir doğa harikası.

Bahçecik Şelalesi, Adana’nın ve ülkemizin henüz çok fazla bilinmeyen güzelliklerinden bir tanesi. Adana’nın Karaisalı ilçesinde bulunan bir bakir güzelliğe sahiptir. Bahçecik Şelalesi manzarasında, doğanın huzur dolu sessizliği içinde ve nehrin dinlendiren su sesinde kamp yapabilme imkanı bulunmaktadır. 

Kanyon, tektonik çöküntüler ve akarsuların meydana getirmesiyle oluşmuştur. 20 kilometre uzunluğa sahip olup, 7250 metrelik kısmı turizme açılmıştır. Karaisalı ilçesinde bulunan Kapıkaya Kanyonu ziyaretçilerine muhteşem bir doğal güzellik sunmaktadır.

Adana’nın en sevilen noktaları arasında yer alan Karaisalı Dokuzoluk Kanyonu’nda; ırmak üzerinde bulunan vadide meydana gelen gölet özellikle kavurucu sıcaklarda halk tarafından sıkça ziyaret edilmektedir. 

Adana Pozantı yolunu kullanarak ulaşabileceğiniz 600 metre rakıma sahip olan Belemedik Vadisi her mevsim farklı bir güzelliğe bürünüyor.  Dağ, orman ve akarsuların oluşturduğu ekosistemin bir parçası olan el değmemiş Belemedik Vadisi, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ziyaret edilen vadi fotoğraf çekmeyi sevenler için Adana’da gezilecek yerler listesine mutlaka dahil edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor.