By Samir Travel

GAZİANTEP

GAZİANTEP
TÜRKİYE’nin en eski kentlerinden biri olan GAZİANTEP,  Hala özgünlüğünü koruyabilen tarihi mekanları ve muazzam bir yemek kültürüyle her zaman turistlerin gözdesi haline gelmiş görülesi bir şehirdir. Göç dalgasıyla birlikte toplumsal dokusu hızla değişmiş olsa da güneydoğunun en modern şehri olma özelliğini koruyan, girişimci ruha sahip dinamik bir şehirdir.
Kurtuluş Savaşında Fransızlara direnirken neredeyse açlıktan kırılan Antep, bugün mükemmel mutfak kültürüyle Türkiye’de gastronomi şehri dendiğinde akla ilk gelen şehirlerden biridir. Sadece yemek yemek için bile GAZİANTEP’e gidilebilir. İlk uygarlıkların doğduğu topraklarda kurulan GAZİANTEP’in tarihi MÖ 4 binlere dek uzanıyor. Mezopotamya ve Akdeniz arasında, tarihi ipek yolu üzerinde yer alan kent, köklü gelenekleri, doğal güzellikleri, binlerce yıllık tarihi yapıları ve zengin mutfağı ile gerçek bir turizm cennetidir. Şehrin insanı da midelerine oldukça düşkündür Antepliler için yaşamak için değil, yemek için yaşıyorlar da diyebiliriz. Şehir son yıllarda adeta yeniden yaratıldı. Bin beş yüzden fazla tarihi bina restore edildi ve şehrin çehresi tamamen değişti, güzelleşti.
Tarihi ilk çağlara kadar uzanan şehirde en eski yerleşme Gaziantep’in yakınlarında bulunan Dülük’te başladı. Kent Babiller, Hititler, Komagene Uygarlığı, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar gibi farklı uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Kuzeyinde Kahramanmaraş, güneyinde Kilis, batısında Osmaniye, doğusunda Şanlıurfa ile çevrilidir.Hititlerden Perslere, Romalılardan Araplara kadar çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Romalılar Döneminde Latince Toroslar’ın karşısındaki Antakya anlamına gelen Antiochia ad Taurum olarak adlandırılan kent, Araplar tarafından ele geçirilince ‘pınarı bol anlamına gelen’ Ayıntap olarak anılmaya başlamıştır.Osmanlı Döneminde uzun yıllar Halep Eyaleti’ne bağlı bulunan Gaziantep, Arap kültüründen çok Osmanlı kent kültürü etkisi altında kalmıştır. I. Dünya Savaşı’nda Fransız birliklerine karşı direnen Antep halkı sayesinde şehir, ‘Gazi’ unvanını elde etmiştir. Tam 11 ay işgalci Fransız güçlerine tüm şehir bir olup karşı koymuştur. Kuşatarak lojistiğini kesilen şehir, Ankara’dan asker ya da mühimmat yardımı gelemeden 11 ay açlık, hastalık, sefalet, yokluk içinde Fransız birlikleriyle çarpışmıştıt ve bu uğurda 6317 şehit verildi.
Ticaret yollarının üzerinde bulunması ve liman kentlerine yakınlığı nedeniyle yüzyıllardır önemli bir konuma sahip olan kent Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en gelişmiş şehri olarak gösteriliyor. Zengin tarihi, muhteşem mutfağı ve benzersiz yerel sanatlarıyla cazibe odağı olan Gaziantep, Türkiye’nin önemli turistik merkezleri arasında yer almaktadır.
Türkiye’nin sanayisinde ve ticaretinde oldukça önemli bir yere sahip olan Gaziantep bu özelliğinin yanında benzersiz el sanatları, mutfağı, zengin tarihi ve müzeleriyle de ön plana çıkmaktadır.
Akdeniz ve karasal iklimin hakim olduğu kentte hava haziran, temmuz ağustos ve eylül aylarında çok sıcak geçmektedir. Aralık-şubat ayları arasında serin bir havaya sahip kenti ziyaret etmek için en ideal aylar mart, nisan ve mayıs aylarıdır.

GAZİANTEP GEZİLECEK YERLER
ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
Zeugma Mozaik Müzesi, kent merkezindeki, Hacı Sani Konukoğlu Bulvarı üzerinde yer almaktadır. 2011’de açılan ve dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğine sahip müze gerek mimari, gerekse de teknolojik açıdan dünyanın önemli müzelerinden biri olan Zeugma’daki mozaikler on üç renk armonisinden oluşmaktadır.Üç blok olarak inşa edilen müzede, Zeugma Antik Kenti’nden getirilen mozaikler ile dünyaca ünlü Çingene Kızı mozaiği sergilenmektedir. Baraj suları altında kalan Zeugma Antik Kenti’nde keşfedildiğinde dünyada yankı uyandıran Çingene Kızı mozaiği, kabarık saçları, sağına doğru bakan gözleri ve dolgun yüz hatlarıyla dikkat çekmektedir.
ARKEOLOJİ MÜZESİ
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, İstasyon Caddesi üzerinde yer almaktadır. Kent çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerin sergilendiği müzede Alt Paleolitik Dönem’den günümüze dek çok geniş bir zaman aralığına tanık olmak mümkün. Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaiklerin de bir dönem sergilendiği müze, bu mozaiklerin yeni kurulan müzeye nakledilmesinin ardından yenilenerek 2017’de yeniden ziyarete açılmıştır. Zemin katından itibaren kronolojik bir sergileme alanıyla ziyaretçilerini karşılayan müzede jeolojik dönem fosil ve kayaçları, nesli tükenmiş Maraş filinin iskeletleri, Neolitik Dönem’e ait taş heykeller, Eski Tunç Çağı’na ait mezar ve Karkamış Antik Kenti’nin buluntuları bulunmaktadır.
GAZİANTEP KALESİ
Gaziantep Kalesi, kent merkezinde yer alan ve Türkiye’nin günümüze ulaşan en güzel kale örneklerinden biridir. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinemeyen kale Roma döneminde son halini almıştır. Kalenin 12 burcu ve 12 km’lik çevresi ziyaretçiler için etkileyici bir görünüme sahiptir. Kalede yürütülen kazı çalışmaları sonucunda, Osmanlı dönemine ait bir hamam ile bir cami ortaya çıkarılmış. Alleben Deresinin güney yamacında yaklaşık 30 metre yükseklikte yer alan kalenin içindeki Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesini gezebilirsiniz.
GAZİANTEP SAVUNMASI ve KAHRAMANLIK PANORAMASI MÜZESİ
Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi, Milli Mücadele Dönemi’nde Antep halkının şehrini var gücüyle düşman kuvvetlerine karşı savunması ve direnişinin anlatıldığı eşsiz bir müzedir. Gaziantep halkının kahramanca verdiği mücadeleyi ölümsüzleştiren görseller, heykeller ve balmumu heykellerin yer aldığı müze interaktif bölümleriyle gerçeklik hissi yaşatmaktadır.
SAKLI KONAK
Osmanlı döneminde yaşayan bakır ustalarına ait 1060 parça eser ile önemli bir kültürel mirasın temsilcisi. Koleksiyoner Ali Atalar’ın özel koleksiyonunun sergilendiği, Gaziantep Kalesi yakınlarında bulunan Saklı Konak’ta tabak, ibrik, kazan, tas, tepsi, sürahi, kantar, radyo, Osmanlı Dönemi’ne ait silahlar, süngü, kama ve kılıç gibi eserler yer almaktadır.
GÜMRÜK HANI
Tarihi Gümrük Hanı, Gaziantep Kalesi’nin yanı başında yer almaktadır. Hacı Ömer Efendi tarafından 1873-1878 yılları arasında yolcu hanı olarak inşa edilen yapı, 2011 yılında restore edilerek kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarının üretim ve satış merkezine dönüştürülmüştür. Yaşayan Müze olarak da anılan handa gümüşçülük, tesbihçilik, ressam kilimci, aba dokuma, mozaik, cam üfleme, bakır işleme, takunya, ebru, eski gelinlik salonu, Antep işi, el ürünleri satış yeri, ahşap oyma, kutnu dokuma, yemenicilik, kilimcilik ve sedefkârlık meslekleri yaşatılmaktadır
MEDUSA CAM ESERLERİ MÜZESİ
Medusa Cam Eserleri Müzesi, Gaziantep Kalesi altında, tarihi kır kahvesinin hemen karşısındaki eski bir Antep evinin restore edilmesiyle oluşturulmuştur. 6 odadan oluşan müzede, Roma döneminden ve İslam tarihinden kalan, tarihi cam eserler sergilenmektedir.Gaziantep’in ilk özel müzesi olan Medusa’da yer alan koleksiyon, Gaziantepli bir kadına aittir. Cam eserler, porselenler ve el işi örtülerden oluşan 1500’e yakın eserin sergilendiği müzenin bir de kuyumcu bölümü yer almaktadır. Müzede zaman zaman, kiremit işleme, masa üstünde alevle cam boncuk çalışması, mücevher tasarımı, cam işleme ve cam üfleme tekniklerini gösteren gösteriler yapılmakta ve dersler verilmektedir.
HAMAM MÜZESİ
Hamam Müzesi, geçmişten günümüze hamam kültürünü yansıtan bir yerdir. Osmanlı hamam mimarisi ve kültürünün en güzel örneklerinden birini yansıtan müze, türünün nadide örneklerinden bridir. Müze Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan külliyenin hamam bölümünde hizmet vermektedir. Vakfiyesine göre 1577’de Paşa Hamamı olarak uzun yıllar hizmet veren yapı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 2015’te restore edilerek Gaziantep hamam kültürünün yaşatıldığı bir müze haline dönüştürülmüştür. Aslına sadık kalınarak hamamda soğukluk, ılıklık, sıcaklık bölümleri, hamam araç ve gereçleri, hamam adetleri, balmumu heykeller ve maketlerle canlandırılarak hamam kültürü tanıtılmaktadır.
OYUN ve OYUNCAK MÜZESİ
Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 2013 yılında Türkiye’nin dördüncü oyun ve oyuncak müzesi olarak açılmıştır. 1700’lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin en gözde örneklerinin sergilendiği müze, şehrin en eski mahallelerinden Bey Mahallesinde, tarihi bir Antep evinde yer almaktadır. Müzenin kuruluş sürecini yöneten Yazar ve Şair Sunay Akın’ın danışmanlığında Avrupa’nın farklı ülkelerindeki koleksiyonerlerden satın alınan 1700-1990 yıllarına ait el ve fabrika yapımı 600’e yakın oyuncak sergileniyor. 3 katlı olan müzenin teşhir alanı açık alanda 250 metrekare, kapalı alanda ise 315 metrekare. Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi, Türkiye’deki mağara galerisinin bulunduğu ve dünya çocuklarının tanıtıldığı tek oyun ve oyuncak müzesi özelliğine sahiptir.
BAKIRCILAR ÇARŞISI
Bakırcılar Çarşısı, Gaziantep’in yüzlerce yıllık geçmişe sahip bakır işçiliğinin en güzel örneklerini bulabileceğiniz, bir kapalı çarşıdır. Hanlar bölgesinde yer alan ve tek katlı dükkanlardan oluşan çarşı, şehrin en eski alışveriş merkezlerinden biridir. Kemerli girişlerle sokağa açılan ve düzgün kesilmiş ve sert kalker taşlardan yapılmış dükkanlarda el işi bakır eşya, baharat, kutnu kumaşı, yemeni gibi birçok yöresel ürün bulunmaktadır.
HZ YUŞA PEYGAMBER ve PİRSEFA HZ TÜRBESİ
Hazreti Yuşa Peygamber ve Pirsefa Hazretleri Türbesi, Bakırcılar Çarşısı’nda yer almaktadır. İsrailoğulları’ndan, Hz Musa’nın yeğeni olan Yuşa Peygamber, İsrailoğulları’nı göçebelikten kurtarması nedeniyle kutsal kitaplarda isminden söz ediliyor. Boyacı Mahallesinde, Kavaflar Çarşısı’na doğru uzanan Pirsefa ismiyle de bilinen mevkide, tek katlı binada yer alan türbenin iki odasında Pirsefa Hazretleri ve Yuşa Peygamber’in kabirleri bulunmaktadır.
ALMACI PAZARI
Almacı Pazarı, Gaziantep’in en eski çarşısı olarak 250 yılı aşkın bir tarihi geçmişe sahiptir. Ahilik anlayışı ve kuşaktan kuşağa aktarılan meslekleriyle öne çıkan çarşı, Gaziantep’te yöresel ve organik ürün denildiğinde ilk akla gelen nokta. Geçmişte elma meyvesinin nadir bulunması ve bu çarşıda taneyle satılması nedeniyle bu ismi alan çarşıda baharatlar, Antep fıstığı, sucuk, pestil, kuru üzüm ve muska gibi ürünler satılmaktadır.
TAHMİS KAHVESİ
Tahmis Kahvesi, Türkiye’de halen hizmet veren en eski kahvehane olarak biliniyor. Gaziantep’in sembol yapılarından biri olan Tahmis Kahvesi 1635 yılından bu yana kendine özgü kahve kültürünü temsil ediyor. 1900’lü yılların başında büyük bir yangın geçiren kahve, otantik atmosferi ve leziz Türk kahvesi sunumuyla uğranılması gereken bir durak.
ZİNCİRLİ BEDESTEN
Zincirli Bedesten (Kara Basamak Bedesteni), 1718’de Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan ve 2008’de restore edilen tarihi bir yapı. Halk arasında Kara Basamak Bedesteni olarak da bilinen, 5 kapılı iki katlı bedestende yaklaşık 80 dükkân barındırıyor. Zincirli Bedesten, uzun yıllar kasaplara ev sahipliği yaptığı için et hali olarak bilinse de özellikle baharatçılar ile turistik ve yöresel eşya dükkanlarıyla kente gelen ziyaretçilere otantik bir ortam sunmaktadır.
DEVR-İ ALEM PARA MÜZESİ
Devr-i Alem Para Müzesi, Gaziantepli Esat Kaplan’ın uzun yıllar yaşadığı Hollanda’da başladığı para koleksiyonerliğinin ürünü. 170 farklı ülkeye ait, 700 farklı para biriminden toplam 3 bin 500 kilogram madeni ve kağıt paranın sergilendiği müze, dünyanın en büyük para arşivi olarak biliniyor. Koleksiyondaki birçok paranın dünyanın farklı ülkelerine seyahat eden pilotlar tarafından hediye edildiği müze 18 odadan oluşan, 2 şadırvanlı tarihi bir konakta yer alıyor.
TARİHİ ANTEP EVLERİ
Tarihi Antep Evleri, şehrin özellikle Bey Mahallesinde bulunan, kesme taştan yapılmış, şehrin geleneksel mimari yapısını yansıtan en önemli zenginliği. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Gaziantep’in tarihi kimliğine katkı sunan Tarihi Antep Evleri, iki kattan oluşmaktadır. Geniş bir avluya sahip olan evlerin önemli bölümü günümüzde butik otel olarak hizmet vermektedir.
CENANİ KONAĞI KÜLTÜR SANAT MERKEZİ
Cenani Konağı Kültür Sanat Merkezi, Gaziantep Üniversitesi’ne bağlı bir sosyal tesistir. Gaziantep’in Tarihi Kültür Yolu ve Bey Mahallesinde yer alan konak, 1870 yılında kesme taştan inşa edilmiştir. İki avlusu ve dört yapıyı barındıran konağın bahçesinde çok sayıda meyve ağacı da bulunmaktadır. Üniversite tarafından restorasyonu tamamlanan yapı, günümüzde sanat galerisi olarak hizmet vermektedir.
HASAN SÜZER ETNOGRAFYA MÜZESİ
Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Antep’in eski kent dokusuna sahip Bey Mahallesi Hanifioğlu Sokak’ta yer alıyor. 1900’lü yılların başında inşa edilen yapı, 1985’te iş insanı Hasan Süzer tarafından satın alındıktan sonra restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Etnografya müzesi olarak hizmet veren yapıda yerel halkın gündelik ev yaşantısı, geleneksel kıyafetleri ve kültürüne ait eşyalar sergilenmektedir.
EMİNE GÖĞÜŞ MUTFAK MÜZESİ
Emine Göğüş Mutfak Müzesi, Gaziantep Kalesi’nin güneyindeki Göğüş Konağı içerisinde yer almaktadır. Dünyada şehir adıyla anılan tek mutfak olan Gaziantep mutfağını ve mutfak kültürünü tanıtmayı amaçlayan müzede, kullanılan araç ve gereçler ile unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemekler görseller halinde sergilenmektedir. Türkiye’de kurulmuş ilk mutfak müzesi olma özelliğine sahip olan müzede, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinden hazırlanışına ve erzakın saklanmasına varıncaya değin mutfak kültürü anlatılmaktadır. Ayrıca müze içerisinde Gaziantep’e özgü çeşitleri baharat ve bakır ürünlerin satıldığı bir de hediyelik eşya satış bölümü bulunmaktadır. 
GAZİANTEP ATATÜRK ANI MÜZESİ
Gaziantep Atatürk Anı Müzesi, Bey Mahallesinde bulunan ve iki binadan oluşan tarihi Antep Evi’nde yer almaktadır. Konukoğlu Ailesi’ne ait yapı, 1933 yılında Gaziantep’e gelen Atatürk’ün nüfus kaydının Gaziantep Bey Mahallesinde olması nedeniyle tarihi önem taşımaktadır. Müzenin birinci bölümünde Atatürk’ün konakladığı mekanın benzeri ve kullandığı şahsi eşyalarının orijinalleri sergilenmektedir. Ortak avluya bakan müzenin ikinci bölümünde ise Atatürk Araştırma Kitaplığı ile Antep Savunması’nın anlatıldığı Sözlü Tarih Araştırma Odası yer alıyor. Müzede Atatürk’ün kullandığı kahve fincanından okuduğu kitaplara, Cumhuriyetin ilk yıllarına ait eserlere kadar çok sayıda eser bulunmaktadır.
ŞAHİNBEY MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ
Şahinbey Milli Mücadele Müzesi, Kurtuluş Savaşı’nda Gaziantep direnişinin tüm yönlerinin anlatıldığı şehrin tarihi geçmişini yansıtan bir müzedir. Anteplilerin Fransız ve İngiliz işgaline karşı kahramanca yürüttüğü mücadele ve Gazi unvanını kazandığı savunmanın önemini ve detaylarını gelecek nesillere anlatmak amacıyla kurulan müze, 12 odalı tarihi Antep evinin altındaki mağarada yer almaktadır. Mağara şeklindeki müzenin mekatronik heykelleri farklı kompozisyonların oluşturulduğu dönemin anlık sahneleri yansıtılmakta. Canlandırmalarda projeksiyon gösterileri ve ses efektleri de kullanılıyor. Gaziantep savunmasına dair belgelerin kronolojik sırayla anlatıldığı tarihi binada, İngiliz ve Fransızlara ait silah parçaları şehir halkının kullandığı tabanca, av tüfeği, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacak gibi şehitlere ait birçok eşya sergilenmektedir.
ŞAHİNLER VADİSİ MİNİA TÜRK
Şahinler Vadisi Minia Türk, Şahinbey Belediyesi tarafından Şahinbey Parkı içerisine kurulmuş bir müzedir. Aslına sadık kalınarak 1/25 oranında küçültülen 20 farklı eserin sergilendiği bu müzede Selimiye Cami, Atatürk’ün Selanik’teki evi, İtalya’daki Pisa Kulesi, Bosna Hersek’teki Mostar Köprüsü, Çanakkale Şehitler Anıtı gibi dünyaca ünlü eserleri görmek mümkündür. Müzede görebileceğiniz diğer eserler arasında Urfa Balıklı Göl, Mısır Mehmet Ali Paşa Cami, Kız Kulesi, Hindistan Tacmahal, Kudüs Kubbet-ül Sahra, Mescid-i Aksa, Mevlâna Türbesi, Dolmabahçe Sarayı, St. Antuan Kilisesi, Süleymaniye Cami, Topkapı Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Ayasofya Cami ve Anıtkabir bulunmaktadır.
BEYAZHAN GAZİANTEP KENT MÜZESİ
Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi, eski bir tüccar olan Bayaz Ahmet Efendi tarafından 1909 yılında yaptırılan tarihi bir hanın içerisinde yer almaktadır. 2009 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından Gaziantep kent kültürünü ve tarihini tanıtmak amacıyla müzeye dönüştürülen yapıda Gaziantep’in tarihi, turistik yerleri, doğal güzellikleri, ekonomisi, el sanatları ve mutfak kültürü hakkında bilgiler sunulmaktadır. Gaziantep’in yöresel el sanatlarından kutnu, sedef, bakır işlemeciliği gibi sanatların uygulamalı olarak icra edildiği tematik bölüme de sahip olan müzede kardeş şehirler teşhir salonu, sergi mekânları, kentin önemli mimari yapılarının maketleri de bulunmaktadır.
RUMKALE
Rumkale, Yavuzeli İlçesi’ne bağlı Kasaba Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tarihi antik dönemlere dek uzanan Rumkale bir zamanlar Halfeti (Şanlıurfa) ile Gaziantep arasında sınır oluşturan Fırat ırmağı kıyısında bulunurken günümüzde ise üç yanı baraj gölüyle çevrili olduğundan bir yarımada görünümüne sahiptir.Kasaba Köyü’nden veya Şanlıurfa’dan hareket eden tekne turlarına katılarak bölgeyi ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, Rumkale’nin güneyinde yer alan ve 18. yüzyılda yapılmış barok bir yapı olan Şair Aziz Nerses Kilisesi’ni gezebilirsiniz. Barşavma Manastırı ise kale içinde kuzeyde yer alan, 13. yüzyıl yapısıdır.
ZEUGMA ANTİK KENTİ
Zeugma Antik Kenti, Gaziantep’in Nizip ilçesi Belkıs Köyü’nde yer almaktadır. Zeugma’nın kökleri MÖ 300 yılına dayanmaktadır. Fırat Nehri’nin en stratejik noktasında, Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından Seleukeia Euphrates adıyla kurulmuştur. Ticarete elverişli stratejik konumu sayesinde zamanla büyüyen ve gelişen şehir 80 bin nüfusu ile döneminin en büyük kentlerinden biri olmuş. Roma hakimiyetine girdikten sonra Latince köprü anlamına Zeugma adını almıştır. MS 256’de Sasani Kralı I. Şapur, Zeugma’yı ele geçirerek yakıp yıkmış. Bu tarihten sonra Zeugma bir daha eski ihtişamına ulaşamamış. Sasani yağması sırasında harap edilen şehir terk edilip, tüm buluntularıyla birlikte bozulmadan korunmuş. Dönemin günlük hayatına dair paha biçilemez bilgiler sağladığından 3. yüzyıl ortalarında Roma’nın ünlü kentlerinden Pompei ile karşılaştırılmaktadır. Hellenistik ve Semitik kültürlerin harmanlanıp karma kültürlerin oluştuğu bir yer olduğudan muazzam bir öneme sahip. Antik kentte Antik Çağ’a ait en önemli mozaikler, heykeller, kabartmalar ve mezar taşları bulunmaktadır.
GAZİANTEP HAYVANAT BAHÇESİ
Gaziantep Hayvanat Bahçesi, Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesi unvanını taşımaktadır. Hayvanat bahçesinde 325 türden 7 bin 100 hayvan yaşamaktadır. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yönetilen hayvanat bahçesinde akvaryum, kanatlılar için kafesler, maymun, kanguru, deve kuşu, atlar, deve, ceylan, geyik, dağ keçisi, dağ koyunu, karaca, Kamerun koyunu evleri tel örgüyle çevrilmiş doğal ortamının ve kışlık barınakları bulunmaktadır.
DÜLÜK ANTİK KENTİ
Dülük, Türkiye’de yaşanılan en eski kentlerden biridir. Gaziantep şehir merkezinin 10 km kuzeyindeki Dülük köyünde antik kent, Asurlular döneminde Mezopotamya’dan Kilikya’ya uzanan yolun, Helenistik ve Roma döneminde ise, Antakya ve Kilikya’dan Zeugma’ya uzanan ipek yolunun güzergahında bulunmaktadır. Antik kent ve kutsal alan olmak üzere ikiye ayrılan Dülük, 6 bin yıllık geçmişiyle bilinen en eski matematik işlemlerine rastlanan bölge. Tarih boyunca sırayla Hititler, Medler, Asurlular, Persler ve Büyük İskender arasında el değiştiren kent, tarihteki dini ve ticari önemi sayesinde birçok medeniyetten izler taşımaktadır.
DÜLÜKBABA TABİAT PARKI
Dülükbaba Tabiat Parkı, Dülük Antik Kenti’nin yanı başında Gazianteplilerin özellikle hafta sonlarında akın ettiği bir mesire alanı. İçerisinde biyolojik gölet ve şelalenin de yer aldığı tabiat parkı bisiklet, yürüyüş, koşu ve piknik gibi aktiviteler için kentin en gözde yerlerindendir .
YESEMEK AÇIK HAVA MÜZESİ
Yesemek Açık Hava Müzesi, Gaziantep’in İslahiye ilçesinin 23 km güneydoğusunda, 1890’da, Zincirli Höyük’te kazılar yapan Alman bilim kurulu tarafından saptanan bir bölge. Yesemek, MÖ 1375-1335 yılları arasında, Hitit İmparatoru Şuppillulima döneminde heykel atölyesi olarak kullanılmış. 100 dönümden fazla bir alanı kaplayan, 300’ün üzerindeki yontu taslağının toprak altından çıkarılıp belli bir düzende sergilendiği Açık Hava Müzesi, Yesemek Köyü’nün güney bitişiğinde, Hazil Dağı’nın uzantısı olan Karatepe’nin (Aslanlıtepe) batıya bakan yamaçlarında yer almaktadır. Açık hava müzesinde dönemin heykellerinin nasıl yapıldığı aşama aşama görmek mümkündür.

0 282 654 19 95

Destek ve Rezevasyon Hattı

0 541 324 54 00

Whatsapp Hattımız